Copyright © TrPress
Design by Dzignine

Örnek Kısa Film Senaryosu

SAHNE:1

Gündüz-İç-Bir Ev

Ekran siyahtır. Bir kadının bağırma sesiyle yavaş yavaş açılmaya başlar. Bir kadın bir adam ve uzakta duvarın arkasında durmaktadır. Çocuk gizli gizli anne ve babasına bakmaktadır. Kavga eden karı kocanın sesi yavaş yavaş azalır ve bir ses gelir:

Hayatı böyle geçen bir insan nasıl olur? Bir serseri mi? Bir hırsız mı? Katil mi? Yoksa hırslanıp güzel bir eğitim alıp profesör mü olur? (hafif güler) ben bunlardan biri olmak çok isterdim. Ama hangi insan hayatını istediği gibi yaşar ki?

Ekran tekrar kararır.

SAHNE:2

Gündüz-İç-Sınıf

Öğretmen tahtanın önünde ders anlatıyordur. Öğretmenin önünden çekerken kamera yavaş yavaş döner, öğretmenin arkasına gelir bütün sınıf görünmektedir.Kamera öğretmenin arkasına geldikten 30 saniye sonra uyuyan öğrencisine sorar:

Yiğit sen söyle bakalım Tanzimat Dönemi sanatçıları kimmiş?

Yiğit gözleri yarı açık şekilde doğrulur. Ekran donar ve:

İşte bu benim. Söylediğim gibi sıradan biriyim. Tipik bir öğrenciyim. Sahne devam eder:

Bilmiyorum hocam.

SAHNE:3

Gündüz-Dış-Yol

Yiğit ve birkaç arkadaşı yolda yürümektedir. Bir süre sonra Yiğit evine gelir. Kapıya bakarken ekran kararır.

Erkek:Evet artık bitti. Bunu daha fazla kaldıramam.
Kadın:İyi tamam nasıl istersen öyle yap ama sakın bir daha geri gelme.

Yiğit’in babası kapıyı çarpıp çıkar. Kapı çarpıldıktan sonra bir ses gelir:

Bu babamı son görüşümdü.

Ekran ‘şimdi’ ye geri döner.Yiğit kapıyı açar içeri girer.Annesine seslenir.Annesi evde yoktur.Odasına girer bilgisayarını açar bilgisayarı açılırken yatağına uzanır.Tavanı izlemeye başlar.Yavaş yavaş gözleri kapanır ve bir anda açılır. Bağırışmaları buğulu bir şekilde duymaktadır.Ayağa kalkar ve salona gider.Sesler netlik kazanmıştır.Önünde annesi ile babası tekrar kavga etmektedir.

Babası: Yeter! Yeter! Anlamıyor musun bunu sizin için yapıyorum.
Annesi: Bizim için değil kendin için yapıyorsun.
Babası: Hiçbir şeyden haberin yok.

İkisi birden Yiğit’i görünce susarlar ve babası odadan çıkar.
Yiğit’in gözleri yatağında açılır yine.Bilgisayarı açılmıştır. Koltuğuna oturup interneti açar.Maillerine bakar. Tanımadığı birinden mail gelmiştir.Maili açar:          

Yiğit sen beni tanımıyorsun ama ben seni tanıyorum.Ben babanın arkadaşıyım.Önemli şeyler oldu.Görüşmemiz lazım.Telefonum:05…………         Bu numaradan bana ulaş.

Yiğit şaşkınlıkla bakar.İnanmamış gibi güler.Yinede telefonu arar.

Adam:Alo        
Yiğit:Merhaba.Bana mail atmışsınız kimsiniz?
Adam:Adım Murat. Babanın yakın bir dostuyum.İstersen annene sorabilirsin.Çok üzgünüm ama baban öldü.
Yiğit:Ne !? Ne oldu!
Adam:Trafik kazası geçirdi.Sana vermemi istediği bir şey var.Onu vermek için seni aradım.
Yiğit:Tamam.Yarın okuldan sonra kafede buluşalım.
Adam:Tamam.Şunu bilmeni isterim ki baban seninle gurur duyardı.

Telefon kapanır.Yiğit duygusuz bir şekilde dalar.Ekran kararır.

SAHNE:4

Gündüz-Dış-Kafe

Adam kafede beklemektedir.Yiğit gelince ayağa kalkar, tokalaşırlar.

Yiğit:Merhaba.
Adam:Merhaba.
Yiğit:Babama ne oldu? Neredeydi?
Adam:Yurt dışındaydı.Orda trafik kazasında öldü.Sana birkaç şey bıraktı.

Bir kutu çıkarır Yiğit’e verir ve ekler:

---Bunu şimdi açma evde bakarsın.

O anda saati çalar endişeli endişeli saatine bakar.

---Benim artık gitmem gerek her şeyi anlatamadığım için üzgünüm ama bir gün anlayacaksın.Der ve koşa koşa kafeden ayrılır.
Yiğit şaşkınlıkla bakmaktadır kutuya, hesabı ödeyip ayrılır kafeden.Eve geldiğinde kutuyu açar.Kutunun içinde bir mektup bir fotoğraf ve üstünde kareli ve bir takım işaretler olan kağıt parçası vardır sadece.Merakla mektubu okumaya başlar.

Sevgili oğlum.

Bu mektubu okuyorsan hayatım son bulmuştur. Seni nasıl özlediğimi bilmeni istiyorum. Senden ayrı kaldığım ve hiç haber vermediğim için özür dilerim ama şartlar bunu gerektiriyordu. Bu şartları açıklamam çok zor. Yinede sen zeki bir çocuksun bunları anlayabilecek yaşa geldin.
Kutunun içinde bir kağıt daha olacak o kağıdın bu mektupla bir ilgisi var. Sana bir şeyler anlatacak o kağıt. Ve bir de fotoğraf olacak o fotoğrafa da dikkatli bakarsan anlamaya başlayacaksın.Seni seviyorum baban…

Yiğit’in gözleri dolmuştu. Diğer kağıda ve fotoğrafa baktı. Hiçbir şey anlamıyordu. Kağıdın üstünde koca koca kareler ve en altında da İKİ—1--5 gibi şeyler yazıyordu.Birden hatırladı.(Ekran çocukluğuna döner)

---Baba bu ne ?
--Bulmaca oğlum.
---Peki nasıl oluyor bu?
--Bak şimdi burada İKİ yazıyor ya bu ikinci cümle demek yanında 1 yazıyor ya buda birinci kelime demek sonra buradaki kelimenin 5. harfini yazıyorsun bunların hepsi bitince sana bir cümle ve ya bir kelime çıkar sende oyunu kazanırsın.

(Ekran şimdiye döner) Yiğit kağıda bakar. Hemen eline bir kalem ve boş bir kağıt alır yazmaya başlar.

Kutudan çıkan kağıttaki yazanlar şunlardır;

DÖRT-2-4            İKİ-1-2 BİR-4-1  BİR-6-3 ÜÇ-5-2  ÜÇ-14-5 İKİ-3-4 İKİ-3-5

ÜÇ-1-2 DÖRT-2-1 İKİ-1-4 DÖRT-2-3 ------- BİR-3-2 BİR-4-2 DÖRT-5-1


Kağıtta yazanlar ‘tehlikedeşin kaç’ dır. Telaşa kapılan Yiğit hemen evden çıkmaya çalışır. Tam kapıyı açar ve silahlı 3 kişinin önünde olduğunu fark eder. Kafasına sert bişeyle vurular sonra karanlık.

Birkaç saniye karanlık ekran durur. Sonra boğuk sesler, su çarpma sesleri. Sesler netleşir. Adam o dosyalar nerde diye bağırmaktadır ve Yiğit’in kafasındaki çuvalı çıkarır.yYiğit’in elleri bağlıdır.Sandalyede oturmaktadır (Burada sahne Yiğit’in gözündendir)

---Nerde lan o dosyalar?(Yiğit bir şey demez ve tokadı yer)
---Nereye sakladın ****** çocuğu?(bu sefer yumruk)

Yiğit yine bayılmak üzereyken adamın korumalarından biri adamın kulağına bir şey fısıldar.Sonra boğuk silah sesleri gelir hemen sonra etraftaki adamlar koşuşturmaya başlar silahlar patlar. Yiğit kendini yere düşürerek korunmaya çalışır. Onu döven adamı kaçarken görür ve bayılır.

0 yorum:

Yorum Gönder