En Sık Yapılan Kısa Film Hataları
Dört arkadaş, cuma gecesi salona yayılıp patlamış mısır eşliğinde “üffff, amma da klişe yaa” nidalarıyla izlediğiniz filmleri bir kez daha düşünün… Hani her durum ve koşulun “olmazsa olmaz”ları vardır ya bunlar da kısa filmin “olursa olmaz”ları:
“Gerçeküstü” Kasting
• Sınıftaki en güzel arkadaşınızı süpermodel rolünde oynatmayın, amiyane tabirle “yemezler.”
• “İnek” tiplemeleri her zaman kavanoz dipli gözlük takmadığı gibi yanak coğrafyalarının da sivilceden ibaret olması gerekmez.
• “O” kız, “O” çocukla beşik kertmesi olmakdıkları takdirde asla ve asla ilgilenmez: Gerçekçi olun.
• Arkadaşınıza pamuktan sakal yapıp saçlarını pudrayla beyazlattığında yaşlanmadıklarını asla hatrınızdan çıkarmayın. Profesyonel oyuncuya ayıracak kadar bütçeniz yoksa bile “yaşlı” tanıdıkları olan arkadaşlarınız vardır, onları değerlendirin.
Depresif Sanatçı Tipolojisi
Öykü şudur: Hayatla sorunları olan sanatçı, (% 90 da yazardır) bir çeşit iç çatışma neticesinde (ölü bir akraba, son teslim tarihi yaklaşan bir yazı, dini ikilem vs.) cehennem azabı çeker. İşkence çeken ruhumuz, ne hikmetse bir ilham perisiyle karşılaşır (güzel bir kadın, yaşam tecrübesini paylaşan yaşça büyük başka bir karakter veya büyülü bir nesne) ve “ta taaaa”… Protagonist (yani esas adam), birden bire gelen ilahi kuvvetle bütün sorunlarını çözer ve kendini yaratıcılık nehrinin beşiğinde süzülürken bulur. Genelde bu tür filmlerde, izleyicilerin ilk iki dakikada sızmasını garantileyen sözde “iç yolculuk” motifi de yer bulur. Bu “içe dönük” çekim, genellikle filmin başında boş boş havaya bakan “esas adam”la başlar. Bu eylem sırasında sigara içenlerine de rastlanmıştır ama çöpe gidecek projeler klasöründe…
Dolly In/Out - Zoom In/Out
Tartışmaya bile gerek yok; bu, öğrenci filmlerinin en yaratıcılık yoksunu ve kati suretle yaklaşılmaması gereken “cıssss” hareketi. [Bu arada spesifik olarak bahsettiğimiz, bir nesneyi aynı ölçekte tutarak arka planda değişiklikler yapmaya dayanan eşzamanlı dolly in-zoom out (ya da tam tersi) hareketi.] Tamam Hitchcock, Vertigo’da layıkıyla kullandı, Spielberg ise Jaws’ta, ama artık yeter. Tüm dünya kısa filmcilerini bu haddinden fazla kullanılmış gülünç klişeye karşı koymaya çağırıyoruz.
Rüya Sekansları
Eğer filminizin ucuz Brezilya soap operaları gibi durmasını istemiyorsanız rüya sekanslarından uzak durun. Rüya sahnesinin tercümesi (ne yazık ki) “bunu anlatmanın daha iyi bir yolunu bulamadım” dır. Sözde komik olan rüya sekansları da genelde komik değildir, üzgünüz…
Kötü Ses
Gerçekten iyi bir filminiz olduğunu düşünüp şu genellemeye geçelim; ses kötüyse film de kötüdür. Bir öğrenci filmini hiçbir şey soundtrack kadar ele veremez. Tamam bütçeniz yok denecek kadar az ama kısılacak bütçe için neden hemen ses masraf listesine bakılıyor. İşte amne hizmeti, işte kötü soundtrack’ın demirbaşları:
• Synthesizer
• Arkadaşınızın grubu (inanın bize, kötüler)• Yavaş bir melodiyle iştigal eden solo piyano• Gitar, hele de flamenko çalıyorsa• “Roman” klarneti• Çello
Bu dertten muzdaripseniz işte birkaç ipucu:
• Yazıları hızlı kaydırın, gerçekten hızlı…
• Küçük fontlar her zaman iyidir.
• Görev ekranları iyidir ama ekibin her üyesinin kendine has bir dakikası olmasına gerek yok.
• Soyağacınızı paylaşmak için alternatif alanlar bulabilirsiniz.
Bir Dramatik Efekt Olarak Sigara
Bir oyuncu krize girdi, o halde ne yapar: “Hemen bir sigara yakıp derin derin nefesler çeker.” İletişimin dumanla sağlandığı günlerden kalma bir alışkanlık mıdır nedir, o halka şeklinde çıkan dumanlar “bakın sayın izleyiciler, durum çok ciddi ve karışık” manasına gelir. Evet, insanlar zor koşullarda ve baskı altındayken sigara içer ama uzuuuun ve sıkıcı “nefes” sahnelerine inanın gerek yok. Bundan daha yaratıcı olduğunuza güveniyoruz.
“Burada Yönetmen Benim” Açı ve Çekimleri
Buzdolabı POV’ları (Point Of View – Oyuncunun Öznel Bakış Açısı) ya da posta kutusuna / çöpe / klozete yerleştirilmiş kamera sizce de çok “yaratıcı” değil mi? Olağanüstü bir açı bulduğunuzu düşünüyorsanız muhtemelen epey klişedir. Biraz daha düşünün….
“Eeeee… Hiçbir şey Olmadı” Filmleri
Sık rastlanan bir kısa film tipidir. Genelde, çevresindekilerle “büyük” ve tesadüfi cümlelerle konuşan ve bütün zamanını buna adamış bir protagonist vardır ve neredeyse yarım saat boyunca hiçbir şey olmaz. Filmin son beş dakikasında ise nereden peydahlandığı belli olmayan kilit bir konu belirir ve o ana kadar ortada olmayan bütün sorunları çözmeyi hedefler, seyirci de bu kadar zamandır uyukladığı için son dakikalardaki bu gelişmeleri kaçırır. Bu tür filmlerin ortak özelliği ana karakterin içdünyasında çıkılan yolculuk ve yapılan keşiflerdir. “Kimsenin umursamadığı bir çocukluğun sıcak hatıraları” son on yılın popüler klişelerindendir. Bu filmlerin, kaba bir oranla yarısında, boşanmış bir aile figürüne rastlanır. Nedeni bir sır kalacak olsa da çoğu “ilk kısa film” bu kategoriye girer.
Bitmek Bilmeyen Kapanış Jeneriği
Evet, sonunda bir kısa film çekmiş olmak sizi göklere çıkardı, teşekkür edecek çok insan var ama örnek aldığınız sanatçılar gibi Akademi Ödülleri’nde on dakika boyunca teşekkür hakkı kazanmak için önce bir Oscar kazanmak gerekiyor. Nerdeyse filmin kendisi kadar süren kapanış jeneriklerine son.
Bol Keseden Kullanılmış Video Efektleri
Erime ve zincirlemeleri ninenizin sandığına saklayın; 80’ler sona erdi, dolayısıyla abartılı video efektlerinin dönemi de. Çok özel bir niyetiniz olmadığı takdirde basit ve güvenilir kesmelerden caymayın.
“Ayna Ayna Söyle Bana” Çekimleri
Doğru zamanda ve doğru yerde kullanıldığı zaman anlatım üzerinde büyük bir etki yaratan ve yansımayı kaydetme şeklinde çalışan ayna sekansları kısa filmlerde nedense anlatım faciasına sebebiyet verir: “Şimdi kız elinin aynaya yaslasın, biz de şuradan çekelim. Hoop böylece arkadan bağıran erkek arkadaşı da görebiliyoruz. Bir taşla iki kuş, dahiyim ben” Dahinin kelime anlamı için en yakın sözlüğe lütfen.
Velhasılı kelam...
Siz siz olun bu hatalara düşmeden kendinize özgü bir sinema dili belirleyin. Aman haa aman sırf ödev yapmak için değil gerçekten film yapmak için çabalayın. Peki filmi nasıl yapacaz ? diyorsanız "filmyapim.net" bu işin menbaıdır. haydee...
-
0 yorum:
Yorum Gönder